Dr. Birol Gürol
Ankara Universitesi Fen Fakültesi
Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Haberler:Son günlerde gerek yerli basinda gerekse yabanci basinda bu
konu hakkinda bircok spekülasyon yapilmakta ve insanlarin panik
yapmalarina ve kimi zamanda gecmiste örnekleri
görüldügü gibi toplu ölümlere neden
olmaktadir. Bu nedenle Türk halki icin 5 Mayis 2000 tarihinde
meydana gelecek Gezegen Dizilisi hakkinda insanlari aydinlatma
ihtiyaci duyduk. Bu amacla asagida cesitli acilardan bu konuyu
irdeleyen bir calisma bulacaksiniz. Umarim bu aciklamalardan sonra
Astroloji ve bunlarin ürünü olan safsatalarin ne kadar
bos ugraslar oldugunu anlarsiniz. Saygilarimla...
5 Mayis 2000 Gezegenlerin
Dizilisi:Bu tarih Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter
ve Satürn gezegenlerine ilaveten uydumuz Ay'in az veya cok ayni
dogrultuya gelecekleri bir tarih olmaktadir. Gezegenlerin böyle
bir dizilme göstermeleri sonucunda kimilerine göre
yeryüzünde depremler olacak, kutup buzullari eriyecek,
firtinalar cikacak vb. bircok felaket ile karsi karsiya kalacagiz.
Asagidaki sekil gezegenlerin 5 Mayis 200 tarihinde dizilisleri
göstermektedir.
Sekil 1: 5 Mayis 2000 tarihinde gezegenlerin dizilisleri (Bu
sekil
Orrery programi tarafindan olusturulmustur).
Sekil 1'de görülmekte olan gezegenlerin dizilisine
benzer bircok gezegen dizilmesi olayi gecmiste de meydana gelmistir.
Carina Software firmasina ait Voyager II programi gezegenlerin
birbirlerine yakinliklarini istediginiz herhangi iki tarihi arasinda
ve istediginiz ayriklik ile hesaplayabilmektedir. Bu tür bir
inceleme sonucunda yine günümüzde oldugu gibi
Merkür, Venüs, Dünya+Ay, Mars, Jüpiter ve
Satürn gezegenlerinin son 2000 yil icerisinde ayni zamanda 5
derecelik bir aci icerisinde hic bulunmadiklari
görülmüstür. 5 Mayis 2000 tarihinde ise
gezegenler gökyüzünde yaklasik 20 derecelik bir aci
icerisinde bulunacaklardir. Bu aci icerisinde son 1000 yilda meydana
gelen dizilmelerin sayisi toplam 36 kadardir. Bu dizilislerden sadece
1 tanesi <10 dereceden kücük bir aciyla dizilis,
yaklasik 6 tanesi ise <13 dereceden daha kücük bir
aciyla ayni dogrultuda dizilmislerdir. 15 Eylül 1186 tarihinde
ise son bin yilin en yakin dizilisine girmislerdir bu aci yaklasik
7derece kadar gerceklesmistir.
Görüldügü gibi gecmiste 5 Mayis 2000 tarihinde
meydana gelecek gezegen dizilmelerinden daha iyi dizilmeler
gerceklesmis olmasina ragmen son bin yilda bu tarihlere rastlayan
hicbir felaket kayitlarda yer almamistir.
Benzer bir baska hesaplama Mars, Jüpiter, Satürn ve
Günes'in 10 derecelik bir aci icerisinde bulunduklari tarihleri
yine Vojager II programiyla hesaplamak mümkündür. Son
1000 yil icin yapilan bu tür hesaplama sonucunda bu gezegenlerin
ve Günesin,
Tarih | Minimum Ayriklik (derece) |
28 Aralik 1047 | 3.36 |
24 Nisan 1146 | 3.21 |
20 Eylül 1186 | 6.98 |
3 Ocak 1285 | 9.58 |
21 Haziran 1385 | 3.79 |
9 Kasim 1425 | 8.41 |
18 Subat 1524 | 6.94 |
9 Temmuz 1622 | 7.36 |
22 Agustos 1624 | 9.01 |
2 Eylül 1861 | 3.56 |
Bu tablodan yaklasik her yüzyilda bir Jüpiter,
Satürn gibi büyük gezegenler ve buna ilaveten Mars
gezegeni ile Günes'in cok kücük bir aciyla ayni
dogrultuya gelebildiklerini göstermektedir. Yeryüzü
4.5 milyar yasinda olduguna göre bu tür dizilmelerin sayisi
45 milyon kadar gerceklesmis olmasi gerekir. Cok eski tarihleri bir
kenara birakirsaniz en azindan 1861 tarihindeki dizilmede
Yeryüzünde felaket olmadigini kesin olarak
söyleyebiliriz. Hatta yok olmadigimizi bile... Bilimsel hicbir
temele dayanmadan yapilan bu spekülasyonlarin gercek bilimsel
veriler isiginda ne anlama geldigini az sonra görecegiz fakat
simdi biraz da gecmise bakarak gecmiste bu tür olaylarin meydana
gelip gelmedigini görelim.
Cekim GücüKepler, 1609 yilinda Gök Mekaniginin temelini olusturan
üc yasasini ortaya koydugunda bu yasalarin günes sisteminde
bulunan gezegenlerin Günes etrafinda dolanmalarinin belirli
kurallar icerisinde bulundugunu göstermistir. Newton ise buldugu
cekim yasasi gökyüzündeki cisimler arasindaki
güclerin etkilerini ortaya koymasi bakimindan anilmasi gereken
bir kisidir. Bu yasalar sayesinde o tarihlerde henüz varligi
bile bilinmeyen Neptün ve Pluto gezegenlerinin bulunusu, Sirius
(Ak yildiz) yildizinin bir ciftinin oldugunun bulunmasi gibi bircok
bilgi bu yasalar sonucu bulunabilmistir. Zamanla bu yasalarin
evrensel olusu yani sadece yakinimizdaki gökcisimleri icin degil
(Günes Sistemi) daha uzaklarda bulunan gökcisimleri icin
(yildizlar, galaksiler gibi) gecerli oldugu ortaya cikmistir. Bu
yasalarin genel yapisi gökyüzündeki cisimlerin
birbirlerine olan uzakliklari ve kütleleri ile ilgilidir.
Kepler Yasasi:
(G=6.67x10
-11 N-m
2/kg
-2)
Newton Cekim Yasasi:
seklindedir. Simdi bu yasalarin ne anlama geldiklerine hatirlatma
amaciyla bir bakalim. Kepler yasasi sunu söyler; M ve m
kütleli iki cisim aralarindaki uzakligin küpü (a: M ve
m kütleli iki cisim arasindaki uzaklik)'nün, bu cisimlerin
dolanma dönemleri (P)'nin karesiyle orantilidir. Yukaridaki
ifadelerde yer alan G: Evrensel cekim sabitidir. Yani dolanma
dönemi ve kütlesi belirli olan bir cisim ancak belirli
uzakliklarda bulunabilir veya bir baska deyisle belirli uzaklik ve
kütlede bulunan cisimler ancak belirli dolanma dönemine
sahip olabilir sonucu cikarilabilir. Kepler'in yasalarindan bir
baskasi ise gezegenlerin günes etrafinda dolanmasi sirasinda
esit zamanlarda esit acilar süpürecegini söyler. Bu
yasalar isiginda Astronomlar gökcisimlerinin hangi tarihte
nerede bulunacagini önceden hesaplayabilmektedirler.
Newton yasasi ise M ve m kütleli iki cismin birbirlerine
uyguladiklari kuvvetin ne oldugunu verir. Denklemde r: M ve m
kütleli iki cisim arasindaki uzakligi göstermektedir.
Denkleme bakildiginda iki cisim birbirlerinden 2 kat
uzaklastirildiginda cisimlerin birbirlerine etkiyecegi kuvvetin 4 kat
daha azalacagini söyler. Denklemde bulunan kütle ise (M
veya m) iki kat arttiginda dogrusal olarak bu iki cisim arasindaki
kuvvet 2 kat artacaktir. Uzakligin karesiyle ters orantili olmasi
nedeniyle uzaklik degisimi cisimler arasindaki cekimsel etkiyi daha
fazla etkiledigi görülür.
Ay'in Cekimsel Etkisi:Ay, Dünya'nin uydusu, bize en yakin büyük
kütleli bir gök cismidir. Newton yasasi uzaydaki cisimlerin
kütleleri ile dogru orantili ve cisimler arasindaki uzakligin
karesi ile ters orantili kuvvetler ile birbirlerini etkiledigini
söylemektedir. Uydumuz Ay'in ve diger gezegenlerin
yörüngelerinin birer elips oldugunu biliyoruz. Uydumuz
Ay'in yörüngesel parametrelerini dikkate aldigimizda Ay,
Dünya'ya bir aylik bir zaman icerisinde en yakin konumda iken
363300 km ve en uzak konumda iken 405507 km mesafe oldugunu
biliyoruz.
Dolayisiyla Ay, Dünya'yi bir aylik bir zaman süresi
icerisinde ayni siddetdeki bir kuvvetle etkilemeyecektir. Dünya
ve Ay'in kütleleri ve aralarindaki bu uzakliklar dikkate
alindiginda birbirlerine uyguladiklari kuvvet orani,
seklinde hesaplanabilir. Bunun anlami Ay, enberi noktasinda iken
enöte noktasindan 1.25 kat daha büyük bir kuvvet
uygulamaktadir. Bu ise asagidaki sekilde
görüldügü gibi Ay'in zaman zaman Dünya
yüzeyindeki bir cismi daha fazla veya daha az cekmesine neden
olur. Bu ise sadece Ay'in 42000 km'lik bir uzaklik degisiminden
ortaya cikmaktadir. Sekilde, Ay'in cekimsel etkisi nedeniyle
Dünya'nin kendine bakan yüzeyine uyguladigi kuvvet ile tam
aksi noktasindaki yüzeye uyguladigi kuvvetlerin etkileri
görülmektedir. Bu etki Gel-Git olarak bilinmektedir ve
Okyanus kiyisinda bulunan ülkeler tarafindan oldukca yogun
hissedilmektedir.
Bu olay tamamen Ay'in Dünya'ya yakinligi nedeniyle ortaya
cikan bir durumdur. Günes'in kütlesinin cok büyük
oldugunu biliyoruz, fakat Günes ile aramizdaki mesafe, Ay ile
olan mesafeye göre oldukca büyüktür. Bu nedenle
Ay, tidal cekim dedigimiz etkiyi Günes'e nazaran daha fazla
gösterir. Günes'in tidal cekimi birim alindiginda bakin
diger gezegenler ve Ay hangi oranlarda Dünya'ya etkide
bulunuyor.
Gök Cismi | Tidal Cekim (Günes=1) |
Ay | 2.1 |
Günes | 1.00 |
Venüs | 0.000113 |
Jüpiter | 0.0000131 |
Mars | 0.0000023 |
Merkür | 0.0000007 |
Satürn | 0.0000005 |
Uranüs | 0.000000001 |
Neptün | 0.000000002 |
Pluto | 0.0000000000001 |
Bu tablodan görüyoruz ki tidal cekimsel etki
kütleye bagli olmakla birlikte uzakliga daha kuvvetli baglidir.
Bu nedenle gök cisimlerinin bir baska cisme etkisi
düsünüldügünde o cisimlerin özellikle
Yer yüzeyinde bazi degisimlere neden olabilmesi icin bu tidal
güce yani Yer'in cisme yakin olan yüzeyi ile tam aksi
tarafta olan yüzeyine uyguladiklari kuvvetler farkliligina
bakilmalidir. Yukaridaki tabloda, gök cisimlerinin bu tidal
etkilerinin oransal olarak ne oldugu görülmektedir.
(Günes=1 alinarak hesaplanan gezegen kütleleri)
Gezegen | Kütle Orani | Gezegen | Kütle Orani |
Merkür (Dilek) | 6 000 000 | Jüpiter (Ugur) | 1047.355 |
Venüs (Coban) | 408 000 | Satürn (Kusak) | 3501.6 |
Dünya+Ay | 329 390 | Uranüs (Gökhan) | 22 869 |
Mars (Savas) | 3 093 500 | Neptün (Denizhan) | 19 314 |
|
| Pluto (Karahan) | 360 000 |
Yukaridaki cizelgede gezegenlerin Günes kütlesine
oranlari yer almaktadir. En büyük gezegen olan
Jüpiter'den 1047 kez daha büyük kütleye sahip
olan Günes kütlesine dizilme sirasinda Günes
dogrultusunda yer alan gezegenlerin kütlelerini Günes'in
kütlesine ekledigimizde bakin sonuc ne oluyor.
Günes Kütlesi = 1.989x10
30 kg
Toplam
Kütle=Ay+Günes+Merkür+Venüs+Mars+Jüpiter+Satürn
kütleleri
Toplam Kütle
=7.349x10
22+1.989x10
30+3.302x10
23+4.869x10
24+6.419x10
23+1.8986x10
27+5.6846x10
26kg=1.99147x10
30kg
Toplam Kütle = 1.0012 M
günes olmaktadir.Yer'e
etkiyecek toplam kütlede 0.0012 lik bir artma olmasina ragmen
cisimlerin uzakliklari gözönüne alindiginda cekimsel
olarak Dünya'nin üzerinde önemli bir degisim meydana
getirmeyecektir. Bu sonucu Filk/Fson kuvvetleri oranindan kolaylikla
görebiliriz.
Günes ve dizilise katilan tüm gezegenlerin Günes'in
su anda bulunduklari noktada bulunduklari kabulu ile Dünya'ya
cekimsel olarak ancak 12/10000 oraninda bir etkide bulunacagi
görülmektedir. Ustelik bu etki Dünya'nin her tarafinda
ayni oranda etkide bulunacaktir. Aslinda temel dizilis olarak
adlandirdigimiz ilk sekil incelendiginde diziliste bulunan bu
gezegenlerin tümünün bizden en uzak konumlarinda
bulunduklari görülebilir. Bunun anlami sudur, cisimler
bizden ne kadar uzakta iseler bize etkileri uzakligin karesi ile ters
orantili olarak azalacaktir. Yani gezgenler Günes'in arkasinda
toplandilar diye daha büyük bir kütlenin Yer
yüzünü yok edecegini bilimin isiginda söylemek
mümkün degildir. Yukaridaki Tidal Etkiler tablosunda Ay'in
Yer'i diger tüm gökcisimlerinden daha büyük
oranda etkiledigi görülmektedir. Bu Günes bizi Ay
kadar etkilemiyor anlamina gelmez. Cünkü, Günes
büyük kütlesi nedeniyle Yer'i ve diger gezegenleri
kendi cevresinde dolandiracak kadar büyük bir kütleye
sahiptir. Fakat Yer yüzeyindeki farkli noktalara olan etkileri
hemen hemen aynidir. Ay durumunda ise yakinligi nedeniyle Yer
yüzeyinin kendine yakin olan tarafini uzak olan tarafindan daha
büyük bir kuvvetle cekmektedir.
Bütün bu sonuclardan Gezegenlerin dizilisleri sonucunda
Dünya'ya olan etkilerinin toplami, uydumuz olan Ay'in Yer'e
sadece 0.25 km daha yakina gelmesi ile esdeger olmaktadir. Ay'in
Yer'e bu kadar bir mesafe daha yakin veya uzak olmasi arasindaki fark
gercekten var olan Ay'in en yakin ve en uzak konumlari arasindaki
farka göre son derece kücük kalmaktadir.
Gezegenlerin dizilisi ve depremler ile
iliskisi:Cogu (bazilari) insan gezegenler ayni dogrultuya dizildiklerinde
onlarin Yer yüzünü etkileyerek depremlere neden
olacagini düsünmektedir. Insanlar bir sekilde bu
gezegenlerin olusturacagi kuvvetlerin birleserek Yer yüzeyine
odaklanacagini ve tidal güclerini artirarak felaketlere neden
olacagina inanmaktadir. Cekimsel kuvvetler yada bilim konusunda
merakli veya fazla bilgisi olmayan bu kisilerin bu tür hayaller
kurmasi pek yadirganmamasi gerekir.
Gecmiste meydana gelen depremler ve tarihlerini cesitli
kaynaklardan elde etmek mümkündür. Ayni zamanda
meydana gelen gezegen dizilmelerinin tarihleri de bilinmektedir.
Sayet bu iki olay arasinda bir korelasyon bulunabilirse bu durumda
gezegen dizilmelerinin depremlere neden olabilecegini söylemek
mümkün olabilecektir. Günümüzde bu tür
bir karsilastirma yapmak bilgisayarlar sayesinde son derece
kolaydir.
Bu konuda yapilmis 13 yil önce bir calisma (Kilston ve
Knopoff) tarafindan yayinlanmistir. Calismalari sonucunda
California'da meydana gelen büyük boyutlu depremler ile
günlük ve yari-günlük tidal degisimleri arasinda
zayif bir iliskinin olduklarindan bahsetmislerdir. Tidal cekimler ile
depremler arasinda zayif da olsa bir iliskinin oldugunu söyleyen
ilk ve son arastirmacilar bunlar olmuslardir.
Bu konuda yapilan kapsamli bir calisma Cin depremlerinin
gezegenlerin dizilisleri ile ilgili bir arastirmadir. Bu calisma
"Chinese Records on the Correlation of Heliocentric Planetary
Alignment and Earthquake Activities" baslikli ve W.-H. Ip, tarafindan
Icarus (p.435-6, 1976) dergisinde yayinlanmistir. Ip, 1000
yilindan sonra meydana gelen 8 siddetinden büyük 11
depremin gezegenlerin dizilmeleri ile ilgili tarihlere rastlamadigini
yani bir korelasyonun bulunmadigini göstermistir. Ayrica Yu Shen
tarafindan 1975 yilinda yapilan calismanin da bir özetini
vererek 780 yilindan bu tarihe kadar toplam 15 yada 16 gezegen
dizilmesi oldugunu ve Kuzey Cin bölgesinde bu zaman
süresince 6 siddetinden daha büyük toplam 125 deprem
meydana geldigini belirtmistir. Bu olaylar arasinda sadece 1624
yilinda meydana gelen olay ile gezegen dizilis zamanlari cakisma
göstermistir. Bütün bu calismalardan gezegenlerin
dizilisleri ile depremler arasinda bir iliskinin bulunmadigini acik
bir sekilde ortaya koymaktadir. Eger birisi böyle bir iliskinin
bulundugunu gösterebilirse, Dünya'ca ünlü birisi
olacagindan emin olabilirsiniz.
--- ilave 02 Mayis 2000 ---Diziliste bulunan 5 gezegen + Günes +Ay'in kütleleri ve
uzaydaki konumlari dikkate alinarak yapilan hesaplamalar sonucunda
diziliste bulunan cisimlerin kütle merkezi Günes'e cok
yakin cikmaktadir. 5 Mayis 2000 0:00 UT aninda Yer'den bakildiginda
Günes'in koordinatlari (x,y,z)=(0.7155, 0.7109, 0.000) AB,
Hesaplanan kütle merkezinin koordinatlari ise (x,y,z)=(0.720375,
0.716416, -0.000188) AB cikmaktadir. Yani dizilisteki cisimlerin
kütlleri biraraya getirilseydi yukari hesaplanan koordinatta
bulunacakti. Kütle Merkezinin Yer'den uzakligi d=1.01596955 AB
kadardir. 5 Mayis 2000 tarihinde Günes'in bize olan uzakligi ise
1.008622357 AB kadardir. Kütle merkezi ile gercek Günes'in
konumu arasinda yaklasik 0.007347193 AB yani 1.59295
R
günes kadar bir fark cikmaktadir. Bu da su sonucu
gösterir, eger dizilisteki bütün cisimlerin
kütleleri ayni noktaya toplansaydi bu noktanin Günes'ten
olan uzakligi 1.6 Günes yaricapi kadar farkli bir konumda
olacaktir. Yer'e etkiyen toplam kütlenin bulundugu uzaklik
olarak Kütle merkezinin uzakligi alinmalidir. Asagidaki
grafiklerde Kütle Merkezi'de dikkate alinarak yapilan
hesaplamalarda dizilisteki gökcisimlerinin etkilerinin ne
boyutlarda olduklari kolaylikla görülebilir.
Sekil 2: Gezegenlerin dizilis sirasi. Gezegenlerin Yer'den
uzakliklarina göre degisim grafigi. Kütle Merkezi
Günes'e cok yakin ciktigi icin grafikte Günes ile ayni
konumda görülmektedir. Dikey eksen Astronomi Birimi yani
Yer-Günes arasindaki uzaklik olarak gösterilmistir.
Sekil 3: Diziliste bulunan gökcisimlerinin kütlelerinin
degisimi. Kütle merkezi Günes'e cok yakin bulundugu icin
ayni ayirt etmek mümkün degildir. Dikey eksen logaritmik
olarak dizilisteki cisimlerin kütlelerini
göstermektedir.
Sekil 4: 5 Mayis 2000 tarihinde diziliste bulunan
gökcisimlerinin uzakliklarina göre Yer'e etkiyen cekimsel
kuvvetlerin degisimi görülmektedir. Dikey eksen hesaplanan
cekimsel kuvvetin logaritmasini, yatay eksen ise km biriminde
cisimlerin uzakliklarini göstermektedir. Dikkat edilirse uydumuz
Ay'in kütlesi diger gökcisimlerinin kütlelerinden cok
az olmasina ragmen cekimsel olarak etkisi Günes'ten sonra en
büyük olmaktadir. Daha sonra sirasiyla Jüpiter,
Satürn, Venüs, Merkür ve Mars'in cekimsel
güclerinin fazla oldugu görülmektedir.
Sekil 5: Gezegenlerin Kütlelerine göre Cekimsel Kuvvetin
degisimi gösterilmistir. Kütlesi en büyük olan
Günes'in cekimsel olarak da en büyük etkide bulundugu
görülmektedir. Ikinci olarak kütlesi en
kücük olmasina ragmen Ay'in cekimsel etkisinin
büyük oldugu görülmektedir. Daha sonra sirasiyla
Jüpiter, Satürn, Venüs, Merkür ve Mars'in etkin
oldugu görülmektedir.
Sekil 6: Ay'in yakinligindan dolayi Dünya'nin kendine bakan
yüzeyi ile arka yüzeyine etkiyecegi kuvvetlerin bilesenleri
görülmektedir. Ay, yer yaricapina göre bize yakinligi
nedeniyle Tidal cekim'de adi verilen Gel-Git olaylarina neden
olmaktadir. Bu etki Yer yüzeyinin farkli noktalarina Ay'in
farkli cekimsel etkide bulunmasindan kaynaklanmaktadir. Diger
cisimlerde benzer sekilde tidal cekim etkisinde bulunmaktadir fakat
onlarin etkileri Sekil 6'da görüldügü gibi
hesaplanmistir.
Sekil 7: Günes'in Tidal cekimsel etkisi birim alindiginda
Ay'in ve diziliste bulunan diger gezegenlerin etkilerinin degisimi
gösterilmistir. Dikkat edilirse Ay, Gel-Git olayina
Günes'ten yaklasik 2.5 oraninda daha fazla etkide bulunmaktadir.
Diger gezegenler dikkate alindiginda onlarin etkisinin hemen hemen
hic olmadigi sekilden görülebilmektedir.
Bu nedenle 5 Mayis 2000 tarihinde Yer yüzeyinde Astrologlarin
ve bazi basin-yayin kuruluslarinin bahsettigi gibi gezegenlerin
dizilmesi nedeniyle Yer yüzünde felaketlerin olacagi
beklenmemektedir. Lütfen bilimin disina cikmayalim ve yillardir
felaket tellalligi yapan ve kendilerinin bilimsel arastirma yaptigi
iddasinda bulunan Astrologlarin bu safsatalarina inanmayalim.